RÖPORTAJ-KURUMSAL TURİST
Kurumsal Turist ile röportaj yaptık. Umarız siz de bizim gibi beğenirsiniz. Hadi hep birlikte Körfez ülkelerinde nasıl bir yaşam olduğunu şimdilerde sakini olan Kübra’ya soralım 🙂 Ön bilgi: Kübra gezgin, blog yazan, şu aralar Bahreyn’de yaşayan ve bizim röportaj isteğimizi kırmayan harika bir insan.
- Nasıl bir deneyim yurtdışında olmak? Körfez’de olmak ve o hayata bir nevi ortak olmak?
Bir kültürü tanımanın en iyi yolu içinde yaşamak. Burada bulunduğum her anımda yeni bir şeyler öğrenmekten son derece mutluyum. Tecrübe edindikçe yaşamaktan daha da keyif aldığımı hissediyorum.
- Aşama aşama taşınmışsınız. Bu aşamada nasıl bir planı takip ettiniz? Oradaki evler vb. gibi kalınacak yerler satılık ya da kiralık olarak nasıl bulunuyor?
Bir çekirdek aile için Körfez ülkelerine aşama aşama taşınmak zorunluluk gibi bir şey çünkü öncelikle çalışmaya gelen kişiye oturma izni çıkıyor, daha sonra o izne bağlı olarak aile bireylerine izin çıkıyor. Tabii böyle yazınca her şey tıkır tıkır ilerliyor gibi düşünmeyin. Buralarda bürokrasi berbat. Hiçbir işlemin ne zaman sonuçlanacağı belli değil.
Bizim süreç şöyle ilerledi: Uğur, iş sözleşmesini imzaladığı gibi taşınmak zorunda kaldı. Ona özel bir talihsizlik değil tabii ki. “Tamam size toparlanmanız için 2 ay süre veriyoruz.” diyen firma bulmak zor, hepsi hemen işbaşı yapılmasını ister. Uğur’a oturma izni çıktıktan sonra benim için başvuru yapıldı. Ben de bu süre zarfında Türkiye’deki evi boşalttım, kalan eşyaları ufak bir eve taşıdım ve Luffy’nin yurt dışına çıkış işlemlerini hallettim. Bu da bizim 3 ayımızı aldı.
Bahreyn’e gelirken ülke hakkında o kadar fikrimiz yoktu ki sürekli dilimizde “1 sene deneriz, yapamazsak döneriz.” lafı vardı. Bu yüzden hiç eşya taşıma işine girişmedik ve Bahreyn’de eşyalı ev kiraladık. Ülkenin yarısından fazlası göçmen çalışanlardan oluştuğu için eşyalı kiralık ev sayısı çok fazla. Bizdeki gibi emlakçılar var, gayrimenkul siteleri var, onlar aracılığıyla veya direkt giderek evi geziyorsunuz, beğenirseniz kapora verip tutuyorsunuz. Tek fark, emlakçıya komisyon ödemek yok 🙂 Satılık ev konusunu ise hiç bilmiyorum, zaten alamayız diye hiç bakmadım bile.
- Oralarda gördüğünüz aa bu değişikmiş gerçekten ve bu bizde de var dediğiniz şeyler oldu mu? (gerek yaşam tarzı, gerek gezilecek yerler, kültür vb.)
Bazısının pek hoşuna gitmeyecek ama burada yaşamaya başlayınca “Biz bariz Ortadoğuluymuşuz.” dedim. Maalesef kurallara uyma (veya uymama) konusunda çok benziyoruz. Trafikte emniyet şeridinden giden veya sıra beklerken önüne geçen bir sürü insan var.
İki ülkenin de dini inancı ortak olduğu için İslami örflerle ilgili farklılıklara şaşırdığım oluyor. Örneğin, burada Ramazan bir gün geç başladı çünkü hala eski usül, son gün çıplak gözle Ay’a bakarak ne zaman başlayacağına karar veriyorlar. Bayramlar da aynı şekilde belirlendiği için aslında son güne kadar tatilin ne zaman başlayacağı net değil.
- Taşındığınız yer belki iş dolayısıyla ancak yine de bizce harika bir durum. Siz bu duruma hemen alışabildiniz mi? Yani alışmak derken “hemen yarın komşular hoşgeldine geldi mi” değil de daha çok iklimine ve kültürüne diye merak ettik 😀
Ben de hala inanamıyorum ama hemen alıştık. Biz aslında bu sorunu 2 sene evvel İstanbul’dan İzmir’e taşınarak atlattık galiba. Bütün çevremizi, alışkanlıklarımızı, yaşam biçimimizi bırakıp -hatta ben kariyerimi bıraktım- İzmir’de daha farklı bir hayata adım attık ve açıkçası hiç kolay olmadı. Doğup büyüdüğüm yer olmasına RAĞMEN hiç kolay olmadı. Zorlu geçen ilk senenin sonunda orada da bir düzen kurmayı ve farklı şekilde vakit geçirmeyi öğrendik de o zaman kendimize geldik. Zaten hali hazırda bünyemiz büyük bir değişikliğin nasıl bir şey olduğunu anladığı için hemen peşine Bahreyn’e taşınmayı, kendimizi yeni bir ortamda bulmayı pek yadırgamadık. Bahreyn de kültürel olarak bizden çok uzak bir ülke değil. Türkleri çok sevmeleri güzel bir avantaj. Ayrıca herkes çok güleryüzlü, pozitif enerji saçıyor. Ülke aşırı sıcak ama huzurlu. Dertlerden uzak bir hayata alışmak çok zor değil sanırım 🙂
- “ Alkollü araç kullanma toleransı %0 ama endişelenecek bir durum yok gibi çünkü zaten alkol bulmak o kadar kolay değil 🙂 ” demişsiniz. Peki kafeler vb. gibi sosyalleşme ortamları nasıl? (Troll soru değildi bizim dalgınlığımız ama medeni cesaret örneği sergileyerek sorumuzu silmiyoruz :DD )
Bu cümleyi Umman için kullanmıştım. Bahreyn bu coğrafyanın Las Vegas’ı. Alkol satışı yapan restaurantlar, barlar, beachler ve ünlü gece kulüpleri var. Yabancısı için her ortam mevcut yani. Yerlisi de genellikle nargile cafe gibi yerlerde buluşup vakit geçiriyor.
- İklim nasıl? Sıcak sever misiniz ya da ortamın şartlarına adapte olmak da mı bir tecrübedir?
Ben kendimi bildim bileli sıcak severim. Yaz mevsimindeki sıcaklardan asla bunalmam. İzmir’de bile klima çalıştırdığım çok çok nadirdir, sevmem çünkü. Ama Bahreyn’de 6 aydır evde 7/24 klima çalışıyor, öyle bir sıcak var! Yaz ayları, tamamen kapalı alana mahkum olduğunuz berbat bir dönem. Fakat farkında olmadan ona da alıştım sanırım. İstisnasız her gün dışarıda yürüdüğüm için zamanla sıcakta da yürümeyi yadırgamaz oldum ve evet, bence bu da bir tecrübe. Hava sıcak diye buradaki hayat durmuyor ki…İşçiler o sıcağın altında çalışmaya devam ediyorken, EDEBİLİYORKEN benim klimanın altında söylenmem biraz ayıp.
- Luffy’yi yurtdışına götürmek zor oldu mu? Alıştı mı ortama yoksa “yeaaa napıyoz burada” mı dedi 😀 ?
Taşınmanın en zor aşamasıydı çünkü kimse, hiçbir şey bilmiyor. En zorlayıcı kısım bu belirsizlik. Hangi belgeleri hazırlamam gerektiğini söyleyecek bir merci bulmak bir aydan fazla sürdü, onlarca kişiyle telefon görüşmesi yaptım. En sonunda Bahreyn’e köpek taşıyan yabancılarla konuştum da o şekilde hallettik.
Gördüğüm kadarıyla alışma sorunu yaşamadı, bütün gün uyuyor zaten 🙂 Aksine daha mutlu bile olabilir. Türkiye’de artık insanlar için bile park kalmadığı için köpeklere bulmak hepten zor. Büyük ırk köpeği tasmasız dolaştırmam zaten imkansız. Yolun karşısından “Onu benden uzak tut!!” diye bağıranla bile karşılaştı hayvan. Bahreyn’de ise her taraf boş arazi. Her gün salıyorum, dilediği gibi koşturup oynuyor. İnsanların çoğu korkuyor ama şaşırtıcı bir şekilde çok da seviyor. O da bu ilgiden memnundur bence.
- Günlük rutinlerinizden değiştirdiğiniz şeyler elbette vardır. Peki orada bu rutinlere yeni olarak neleri eklediniz?
En büyük değişim sabah 5.00’te kalkmak! Hava erken aydınlandığı için sıcak günlerde sabah yürüyüşü yapmak sıkıntı oluyor.
Hiç sevmesem de daha sık temizlik yapmak zorunda kalıyorum çünkü çölde yaşamak demek her tarafın sürekli bir parmak toz kaplanması demek.
Yemek alışkanlıklarımız biraz değişmeye başladı. Sorgusuz sualsiz, burada bulduğumuz ürünlerle karnımızı doyuracağımız tariflere geçtik 🙂
- Oturduğunuz yer mahalle tadında bir yer mi? Yoksa orada daha farklı bir kültür mü var?
Şu an oturduğumuz yer mahalle tadında ama komşuluk ilişkisi pek yok. Mahalledeki sayılı apartmanlardan birisinde oturuyoruz. Onun dışında kalan evlerin hepsi bağımsız villa. Sokakta yürürken çoğunlukla işçileri veya villalarda çalışan yardımcıları görüyoruz. Ev sakinleri daha kapalı bir hayat sürüyor.
“Compound” denilen sitelerde durum farklı. Compound, Suudi Arabistan’da daha yaygın ve oradaki amacı gelen yabancıların şeriat kanunlarından uzak, rahat bir hayat sürmeleri. Bazı compoundların içinde AVM, eğlence merkezi, banka, okul vs var. Dışarıya kapalı, özgürlüklerin olduğu koca bir mahalle gibi yani. Ama Bahreyn’de compoundlar daha ufak çaplı ve mütevazi. Şahsi düşüncem; burada compoundda kalmanızı gerektirecek bir durum yok. Çok daha sosyal bir ortam olduğu için özellikle Avrupa veya Amerika’dan gelen aileler o tip yerlerde oturmayı tercih ediyor.
Bizim kaldığımız bölge de yoğunlukla yabancıların yaşadığı bir yer ve herkes kendi halinde. Ama lokallerin yaşadığı mahallelerde eminim daha sıcak ilişkiler vardır.
- Bizim en büyük meraklarımızdan biri de yurtdışına gidip yerleşen insanların hasta olmaları durumunda nasıl bir süreç izledikleri. Yani sigorta vb. bişiler var mı orada yoksa gitmeden mi bir şeyler yaptırılıyor?
Bu süreç ülkeden ülkeye farklılık gösterir çünkü hepsinin sağlık sistemi farklı. Bahreyn’de sağlık hizmeti yerlisine ücretsiz. (Temel hizmetler ücretsiz. Özel muayeneler ücrete tabii). Yabancılara ise her şey ücretli ve aşırı pahalı. O nedenle şirketlerin büyük bir çoğunluğu çalışanlarına ve onların ailelerine tam kapsamlı özel sağlık sigortası yaptırıyor. Sigortanın tipine göre seçtiğiniz hastanede gidip tedavi olabiliyorsunuz.
- Giderken kafanızda belirli planlar var mıydı? Yoksa bir gidelim sonrasına orada bakarım mı dediniz?
Hiçbir planımız olmadan geldik. Hala da bir planımız yok. Seneye nerede, ne yapıyor oluruz…belli değil 🙂
Buradan bir kez daha Kübra’ya samimi yanıtları için teşekkür ediyoruz, umarız Dünya’nın neresinde olursa olsun ailesi ve sevdikleri ile hep mutlu olur.
Buradan Kurumsal Turist’in kurumsalturist.com sitesine göz atabilirsiniz. Ayrıca diğer yazılarımıza da bekleriz.
Instagram: @kurumsalturist