SALDA GÖLÜ-BİR INSTA FENOMENİ
Salda gölü seyahatimiz öncesi her şey bundan tam olarak 14 gün önce başlamıştı. Sahi o gün napıyoduk…
14 Gün Önce
O gün garip uyanmıştım. Günün devamının harika bir plan ile şekilleneceğini bilmeden yine yağmayan yağmurun bıraktığı sıcak ve nemli bir sabaha uyandım. Uyanmaya çalışırken tişörtle kendimi kavga ederken buldum. Derken düştük yollara. Bu arada paylaşımlara bakıyorum. Mavi mavi, turkuaz turkuaz. Sanki instagrama yeni bir özellik gelmiş de herkes onu deniyor, paylaşıyor, storyde kullanıyor filan adsdfs 😀
İyice uyandığımda yahu biz de gitsek ya buralara dedim. Arkadaşa anlattığımda ilk başta olur dese de sonra sonra yan çizmeye başladı. Ya orası öyle sadece orayı görmeye gidilecek bir yer değil filan dedi. Ee tamam da gitsek de iyi olurdu hani diyorum. Sonra bu durdu ya ben giderim zaten tatile gidicem Didim’e oradan giderim yolu uzatırım filan biraz dedi. Ben durur muyum biz de geliyoz o zaman dedim biz otobüsle döneriz siz devam edersiniz…
Sonra planlar daha da gelişti. Bir anda kendimizi Burdur merkezde 1 gece kalacak yer bakarken bulduk. Kendime şaşırmıştım. Bir anda değişen planlara uyum sağlamakta zorlanıyorduk. Ancak esas zorluğun bu olmadığını anladığımda artık iş işten geçmiş ve kalacak yere kadar tüm ayarlamalar yapılmıştı. Arkadaş tutturdu mu sabah erken gidelim oralar kalabalık olur, Salda’ya gitmek şu an baya popüler filan diye. Tamam dedim mantıklı da geldi. Nasıl yapalım derken bu demesin mi saat 03-04 nasıl diye. Ben çok da geri vites yapmasam da vazgeçirmek için nasıl uyanıcan, uyuyabilcen mi diyorum yooo! Ben uyurum sorun yok diyor.
Seyahat Günü
Neyse instagram’da ki hikayelerimizi takip edenler gecenin 03:30’unda attığım hikayeyi görmüştür. Tabii o saatte uyanık kalıp bize bakan varsa 😀 Ancak size bişey itiraf etmeliyim ki tamam yolda filan uyandık, açıldık ama iyi ki de erken kalkıp gitmişiz. 4 saat 40 dk. yol ancak mola filan derken 6 saati buldu. Gittiğimizde sakin bir Salda tüm durgunluğu ve turkuazlı hali ile bize bakıyordu. İlerleyen saatlerde bizim durduğumuz yerde ne bir araç yeri bulabilirdiniz ne de “ay dur şurada bir fotom olsun ama göle giren amca çıkmasın” diye kapris yapabileceğiniz bir alan. Hele ki drone ile gidiyorsanız mümkün değil amcalar çıkacak, oyunun kuralı bu. Erken gelen fotoları tek başına kapar. Arkadaşıma buradan saygılarımı iletirken onu dinlemenin verdiği avantajı kullandığımızı da belirtelim ama biz onu düşündük yaa uykusunu alsın dedik, yoksa kendimizi düşünmedik hiç :DDD
View this post on InstagramA post shared by DÜNYAYIGEZERKEN🎒Seyahat|Travel (@dunyayigezerken) on
SALDA GÖLÜ-BİR INSTA FENOMENİ
Sessiz sedasız bir göldü oysa. Ta ki keşfedilene kadar. Arkadaşımın anlattığına göre orada konuştuğu biri buraların instagramdan sonra ünlü olduğunu söylemiş. Muhtemelen böyle değildir yine de biliniyordur da biz yeni duyuyoruz diyelim.
Neyse efenim esas olayımızdan uzaklaşmayalım. Ben sanki karşımda oturuyonuz gibi anlatmayı seviyorum. Çok da matah bişi değil yahu sadece çok edebi yazmayı sevmediğimden hatta çoğuna göre negatif bi’ durum. Yani CMYLMZ gibi anlatacağım şeyi hikâyede anlatınca daha iyi gibi falan filan işte 😉
Bu arada baya yol geldik. Eskişehir’den çıktığımız yol Seyitgazi – Afyon diye devam etti. Resmen şeritleri içtik, bu lafı da çok severim. Az bir yolumuz kalmıştı ki. Google Maps sapıtır gibi oldu ya da biz yolu bulamadık. Uygulama içindeki kadın delirdi yeni rotalar oluşturuyor muhtemelen istediği yerleri geçiyoruz. Bir de yol çalışması var. Muhtemelen dönüşü kaçırdık diye düşünerek yeni rotada ilerlerken sonunda bir tabela görüyoruz: SALDA.
Tamam da neden buraya kadar hiç tabela görmedik. Biz mi kaçırdık acaba ama sanmıyorum. Arkadaşım da aynı şeyleri söylüyor. Galiba Salda’nın korunması için en iyi önlemi böyle bulmuşlar. Tüm sabrını kullanıp Salda tabelasını görebilenler Salda’da foto hakkı kazanıyooo gel gel 🙂 bizim geldiğimiz yolda kocaaa kocaaaaa mermer duvarlar görüyoruz, duvar mı dedim pardon tepe, tepe. O kadar büyük ki Macbook Yosemite masaüstü fotoları gibi. Bir de lokum gibi kesilmişler öyle duruyorlar. Bu yolların arasından sonunda Salda Gölünün maviliklerini uzaktan görüyoruz. Hemen o güzel kumlarda yürümeli ve mavi suların gerçekliğini gözlerimize doldurmalıyız diye düşünürken bu sırada kamp yazılı birkaç yeri geçiyoruz. En sonunda arabanın da park edilebildiği bir yere geliyoruz. Yeşilova Halk Plajını ve Hotel Lago di Salda’yı da geçtikten sonra Salda Gölü Tabiat Parkına geliyoruz. İçeri giriş ücreti 9 TL. Girince erken gelmenin verdiği rahatlıkla arabaya güzel bir park yeri ayarlıyoruz. Sonra çıksın ayakkabılar gelsin şıpıdık terlikler. Sonunda aramızda sadece geçeceğimiz bir yol olarak otopark kaldı. Hemen yanından aşağı inen merdivenler görüyoruz. Başka zaman olsa sanat filmleri gibi uzatırdım ama artık şu kumlara ayağımızı basalım dimi ama.
Salda Gölü Sahili
Ayaklarımız yumuşacık kumlara basıyor artık. Sakin olalım ya da olmayalım gönlümüzce koşalım. O saatlerde kendimi Kristof Kolomb gibi hissediyorum. Çok çok az insan var. Biraz uzaklaşınca kimse kimsenin kadrajına girmiyor. Kumları nasıl tarif etsem hani bazı taşlar vardır. Oldukça hafif ama dışardan bak kaya gibi gözükür. Ellersin beyaz eşyadan çıkan köpükler gibi dağılır hani biliyosun o taşları işte adını hatırlayamadım diye mi bu tavırlar :DD
İşte onları ufalamışlar da bunlar da buranın kumu olsun demişler. Bir krater gölü için sahili aşık olunası resmen. Salda’nın Mars özellikleri taşıdığından ve kumların anlattığım gibi taş görünümlü ufalanan köpük gibi cisimler olduğundan bahsetmeye gerek var mı yoksa bunları biliyoz geç bize oraları anlat mı diyorsunuz?
Salda gölü ne yalan söyleyeyim uzaktan gördüğümde ya bu mu? dedim. Salda Gölü’nün bize nazı diye düşündüm. Nitekim yaklaştığımda özellikle o kumlara ayaklarımı bastığımda “Eyyyy Yeşilova Belediyesi burada neden birkaç hamak, üstü kapalı oturma yerleri yok?” diye düşündüm. Ama OLMASIN arkadaş böyle doğal kalsın. Zarar verecek bir çivi dahi çakılmasın. Koruyalım ya bir kere de haberler şöyle desin: “Evet, instagram sayesinde ünlenen bir göl daha temiz ve daha iyi bir hale getirilerek gelen ziyaretçiler tarafından “überrr” şekilde korunuyor. Vatandaş sahilinde çöp alarmı verdi.” Bence bunlar bize uzak şeyler değil. Unutmayalım ki ne kadar çok kuşağın burayı göreceğini bizim ona bakış şeklimiz belirleyecek. Bu nedenle KORUYALIM. Şirince Köyünü, Salda Gölünü neresi varsa oraya sahip çıkalım. Biz İzmir’de turizm başkanı ile birlikte sahil boyunca ayda en az 1 çöp toplama etkinliği yapar, sahildekilere poşet dağıtırdık. Tüm bunları yaparken 10-11 yaşlarındayız. Bir de etkinlik sonu kola dağıtımı filan olurdu ve tabi sertifikalar… J
Bunları düşünürken sahile oturmuş, kokteylimi yudumluyordum. Dur ya bu o değildi bunu da elbet yaparız bir gün 😀 Bunları düşünürken sahile oturmuş, Elif’i ve arkadaşlarımı izliyordum. Birden kızlar irkildi, ne olduğunu anlamıştım ama hepimiz bildiğimiz için bu kadar etki yaratacağını düşünmemiştim. Elif geldi ve yılan gördük dedi ben de korktun muuuuuuuu demedim asdfsgf 😀 Neden bana da göstermediniz dedim, fotoğraflamak istemiştim. Neyse bir de ben bakayım diye su da biraz ilerledim. Aa ufacık bişiler suda ve hareket ediyor. Ege’de filan çok olur, ya da ben İzmirli olduğumdan oradan örnek vericem. 😀 Dalgalı sularda kıyıya böyle iplik iplik şeyler vurur, hatırladın mı? Hani eski kasetleri düşün onun içindeki bantlar gibidir. Aynen öyle. Yani ben şudur diye adlandıramadım. Ben bilmiyorum yani ne olduklarını. Ama gölde yılan olduğunu ve girmenin yasak olduğunu duymuştum hatta girmek yasaktır diye sahilde tabela da var.
Sonuçta biz girmedik, zaten yılan olmasa da yasak dediği için girmezdik. Ancak girenler var, zaten gidince de görürsünüz. Biz tavsiye etmiyoruz.
Salda Gölü Özellikleri
- Salda gölü o kadar güzel bir yer ki yahu bu da mı mavi kategorisine giriyor dediğiniz renkleri görebilirsiniz. Burası aynı zamanda Türkiye’nin en derin göllerinden biri: 184 mt.
- Salda Gölü oldukça temiz ve mavi bir rüya. Ancak girenler artmaya başladığında su biraz bulanabiliyor.
- Göl içerisinde 3 endemik balık türü yaşamakta. Ayrıca bitkiler açısından da zengin bir göldür.
- Sevindirici olan ise Sit alanı olması ve korumada bulunması.
Harika bir yer olan Salda Gölü Burdur merkeze de yaklaşık 1 saat mesafede. Biz Burdur merkezde konaklayarak kendi aracımızla gittik.
Salda Gölü Yemek
Biz Salda Gölüne giderken hiçbir şey götürmedik. Tabiat parkına girdiğimizde gezimize başladık. Ancak acıktığımızda hemen tabiat parkı girişinde yer alan büfe gibi bir yere daldık. Önceden bildiğim kadarı ile kıymalı tost güzel oluyormuş. Hemen oturur oturmaz kıymalı tost sorduk. Var dediler. Yarım ekmek içine söyledik. Gerçekten oldukça harika bir lezzet ve çok beğendik. Mutlaka deneyeniz. Özellikle burada mükemmel yapılmıştı.
Salda Gölünden ayrılırken
Hemen ayrılamadık. Dediğim gibi aslında günübirlik düşünmüştük. Ancak gerçekten ayrılması zor oluyor bu mavilikten. Salda gölü umarız seni tekrar görmeye geliriz ama yine bu şekilde temiz ve korunaklı karşıla bizi.
Birkaç tavsiye
- Sakin bir ortam istiyorsanız biraz erken gelmeniz de fayda var. Kalabalık ve göle girenlerden dolayı suyun rengi yer yer kahverengiye dönebiliyor.
- Eğer drone ile gidiyorsanız da erken gitmek oldukça faydalı. Sonra yaa yer güzel de şu amca çıkmasaydı diye dert yanmayın 😀
- Güneş kremi iyi olabilir. Nitekim kumun beyazlığı kar etkisi yapıyor. Yansıyan ışığın yakıcı etkisi fazla.
- Biraz çevrede yürüyüş yapabilirsiniz.
- Göle yaklaştığınızda kahverengi kahverengi hareket eden kıvrılan şeyler görebilirsiniz. Bilen varsa onlar yılan mıydı bizi aydınlatırsa seviniriz.
- Tabiat parkı girişindeki büfeden mutlaka kıymalı tost deneyin. Harika yapıyorlar. Biraz sohbet ettiğimiz abi çadır kamplardan bahsetti. Hatta bizlere daha yeni toplanan salatalıklardan da ikram etti. Oldukça iyi ve sıcakkanlı insanlar. Biz de gördüğümüz davranışlardan oldukça memnun bir şekilde ayrıldık. Buradan selam ederiz.
- Tur otobüsü, bireysel araçlar vb. derken aracınıza yer bulmanız belki zorlaşabilir. Zamanınızı ona göre ayarlayın.
- Gelmişken Burdur 1 gecelik konaklama ve gezmeyi hakediyor. Oldukça güzel yerleri var. Yazımızı yakında burada paylaşırız zaten.
İstanbul’da nasıl gezdik hadi bi’ tık tık. Takiplere doyamadıysanız ve daha fazla yer görmek için Instagram‘a da bekleriz. Hadi Gelin…
Dünyayı Gezerken görüşmek dileğiyle…