Amsterdam seyahat rehberi, Arkadaşlar arası muhabbeti en çok dönen, geyikleri gecelere sığmayan Amsterdam ile yazımıza devam ediyoruz. Evet şu geyiği arkadaşlar arasında yapmayan var mı acaba: “Abi Amsterdam’a bir gidiyorsun, var ya Türkiye’de görmediğin kim var kim yok herkesle orada denk gelebilirsin”.

Abi durum gerçekten böyle mi diye atladık uçağa gittik dersem çok inandırıcı olmaz. Bunun için Amsterdam’da ne işimiz var. Biz orada denedik. Kimseleri de görmedik. Zaten olayın tadı o. Tanıdık olmayacak ki gezcen, oranın kültürünü, dilini anlıcan. Yabancılarla İngilizce sohbetler etcen ki gittiğin yerin tadı çıksın.

Gerçekten de Amsterdam çok güzel, şirin bir şehir. Türkiye’den bir şehirle arasında bağ kursak bu Eskişehir olurdu. O kanalların güzelliği, muhteşemliği, insanların botları kafe gibi kullandığı, sohbetlerin botlardan kanaldaki nehre aktığı o güzide şehir Amsterdam. Buralar kesinlikle ne abartı ne de söylenti arkadaşlar. Gidiniz, üşenmeyiniz, geziniz ama bizim Prag’da bir gecelik ziyarette gece uyuyanlardan olmayın. Çıkmasanız da otelinizden manzaranın tadını çıkarın.

Amsterdam için söylenen iyi ya da kötü birçok şeyin doğru olduğuna da tanık olduk. Halk arasında içilmesi yasak olan pek çok madde aslında bazı sokaklarda gezerken buram buram kokuyor. Bir ara bizi de mi etkiledi acaba dedim. Çünkü içeni görmüyorum ama bir kokusu var sanki ben kullanıyorum. Öylesine sevmedim yani. Bir de huy oldu. her yerde kek, kurabiye yerken bunlar onlardan mı diye sordum. Sanki bir kabile adı soruyorum. ama adamlar alışmış. Cevaplıyorlar sorularınızı. Sadece bir kız anlamadı. Ancak arkadan dükkan sahibi olduğu yavaş gelişi ve konuşmasındaki anlaşılmaz İngilizce aksanından belli olan yerli mi yerli bir Dutch amca “oğlum saçmalama bunlar o keklerden filan değil dedi” Yani ben en azından bu tarz bişiler anladım İngilizcesinden, eksik yerleri de müsadenizle ben süsledim :DD

Amsterdam gerçekten görülmesi gereken bir yer. Muhteşem ötesi az gelir yani. Hadi olaya birlikte bakalım 🙂

Arkadaşlar filmde ya da Instagram, Twitter da denk gelmişsinizdir, Bucket list. Aha, işte burası da tam o listede olması gereken bir yer. Oldukça çılgın hayatı ve insanların sanki burada öyle bir hayat yokmuşcasına sıradan ve sade yaşantısı bizde büyük bir kafa karışıklığı yaratsa da her okunana inanmadan seyahate çıkın derim. Yine de dediğim gibi bizlere ilk bakışta uç gelen ancak onlarda normal karşılanan pek çok durum var. Bu şehir Eurotrip olayının bence mimarı, yani gidilmeden eksik kalınır diyim ben size.

Amsterdam Seyahat Rehberi

AMSTERDAM’DA YAŞAM

Amsterdam seyahat rehberi‘ne başlamadan önce; biz mi çok pahalı bir yerde kaldık, yoksa Amsterdam gerçekten mi pahalı ilk başta çözemediysek de sonuçta bütçemizi bir tık zorladık desem yalan olmaz. Biraz pahalı bir şehir. Normal yaşantımızı burada geçirsek herhalde iyi işleyen bir dükkan ya da geliri olan bir işte çalışma mecburiyetimiz kaçınılmaz olur.

Biz ilk havalimanına indiğimizde bir taksici ile tanıştık. Adam ile biraz muhabbeti kurduk hemen. Taksi ücretlendirmesi istediğin yere git max 50 Euro diye bir cümle duydum bir ara. Yani bizi gezdirme olayı olmuyo zaten 50 Euro’yu geçemiyor. Yani CMYLMZ abinin anlattığı “çultanahmet” hikayesindeki gibi bir aksanımız olmadığı için adamın oğlanın sünnetini bizim cüzdandan yapması imkansız 😀 Yine de sorun! sonra kural değişmiş en uzak yer 50 Euro değilmiş diye yorumlarda görmeyeyim 😀 “çultanahmet” diye cevaplarım yorumlarınızı :)))

Biraz çevre yolu gibi bir yer, biraz ara sokaklar derken otelimize geldik. Otel yabancı ama Türk mahallesi gibi bir yerde. Çünkü çevrem hep Türkçe isimli dükkanlar, fırınlar ve berber salonları ile dolu. Otele girdikten sonra eşyaları yerleştirdik, hemen yollara düştük. İlk azarı da yedik. Amsterdam’da yaşam konulu yazı yazıyorsak tabi ilk hikayemiz bisikletler üzerine olacaktır. İnsanlar bisikletle o kadar çok alışmış ki. Devlet erkanından tutun şirket sahibine dek pek çok kişi ulaşım aracı olarak bisikleti kullanmakta. Nitekim bizim bünye buna alışık değil. Demem o ki Amsterdam’a gidecekseniz önceden biskilet ne, nasıl sürülür diye hatırlama amaçlı birkaç temrin yapın :DD Neyse, meğer bisiklet yolundan gidiyormuşum. Adam zile bastı, yetmediği gibi “bu ne ya böyle hem bisiklet yolundan gidiyo, hem kenara çekilmiyor” dedi. Bence böyle dedi, Flemenkçem sıfır olduğundan anlayamıyorum 🙂

Amsterdam’da yaşayan insanlar oldukça sakin, biraz da gamsız. Biz mayıs ayında ceketsiz dolaşamazken, yerine göre, adamlar çocukları atmış biskiletin önündeki sepete… Sanki market siparişi; bana iki ekmek, bi sudoku 😀 bir de sarı saçlı bir çocuk denilmiş gibi, gamsızca taşınan çocuklar. Bizim gözümüzden böyle de çocuklara bakıyom gülüyor, yanakları soğuktan kızarmış lahana bebek gibi hepsi :DD

Evlerin çoğu bitişik nizam bu sebeple bazı evler dar, yani bildiğin dar ya. Çoğu omuz açıklığından hallice girişlere sahip. Çok değişik bir yer. Ev kiralamayı da düşünmüştük. Ama sonra dedik bizi otel paklar. İyi ki de öyle demişiz. Baksanıza insanlar evleri kiralamayın, oteller neyinize yetmiyo diye turistlere karşı eylem yapıyo 😀 farklı ülkelerde.

Amsterdam Seyahat Rehberi

AMSTERDAM’A NASIL GİTTİK?

Biz Amsterdam’a gitmek için Atatürk Havalimanın’dan uçağa atladık. Tabi oraya varmak ayrı bir telaş. O sebeple önleminizi alın da havalimanlarında zebil olmayın sonra. Başka bir ulaşım araştırmadık, zira ne helikopterimiz ne de arabamız yok. Bütçemizi önceden ayarladığımız için ulaşım bize sadece konfor ve rahat bir yolculuğu yaşattı. bir şeyleri önceden ödeyince kafa rahat olur ya hani. O mantık işte.

Uçaktan inince hemen telefonumu açtım diyeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bilinçliyiz efenim, önce otobüse binip sıkışıklık yaratmayacak bir yere geçtik. Binaya geçince açtık telefoumuzu 😉 Hemen bir operatör mesajı geldi, yanınızdayız korkmayın, siz sadece gezin, eğlenin diyor 😀

Amsterdam Seyahat Rehberi

KONAKLAMA

Dediğimiz gibi biz ev kiralama, coach-surfing filan tadında bir konaklama düşünmediğimiz içn otel ayarlamıştık. Otelimizin adı BLUE SQUARE HOTEL. Tavsiye ederim. Adının değiştiğini duydum ama yanılıyorsam düzeltin 🙂 Kendisi ve kahvaltı hizmeti 10 numara olan bir otel. Ayrıca bisiklet de kiralayabilirsiniz. Konumu da güzel. Bir otobüsle havalimanı ya da tram ile Dam Square filan gidersiniz, ohhh missss.

Amsterdam Seyahat Rehberi

NERELERİ GEZDİK

NEREYİ İSTEDİK AMA GEZEMEDİK?

Amsterdam’ın taşı toprağı gezilecek yer arkadaşlar. Bu nedenle güzel bir rota belirleyin kendinize. Biz de gezmekten not almadık. Bu sebeple aklımızdakini dökecez şimdi yazılarımıza. Hadi bakalım;

Amsterdam Seyahat Rehberi

DAM MEYDANI

Lütefen Dam’sız geziliyor mu esprilerine girmeyin hiç :DDD

Tramvaya atladık ve Dam meydanındaydık. Çevre büyük, gemiş bir meydan. Meydanı çevreleyen Madam Tussauds Müzesi, Kraliyet Sarayı, Niewe Kerk, 15.yüzyıl kilisesi, mevcut. Burada bir de restaurant mevcut. Bizim gitmelere, yemelere doyamadığımız lazanya burada yapılıyor ve muhteşem yapıyorlar, ee İtalyan restaurantı sonuçta 🙂 İlerde bahsedicez tekrar.

Hani başta buralarda ünlü bir geyik var demiştik ya. Arkadaşlarınızla burada karşılaşabilirsiniz diye. Bizim Messi’yi gördük. Bak o kadar uğraşırız, mahallede filan denk gelemeyiz. Sen gel Amsterdam’da çık karşımıza. Bir de kupa sevdası olmasa!  MESSİ, MESSİ… :DDD

Amsterdam Seyahat Rehberi

AMSTERDAM KANALLARI

Burası ile ilgili söyleyebileceğimiz ilk şey; Usta bu kanallara göre referans alarak hiçbir yeri aklınızda tutmayın. Hepsi birbirine benziyor. Biz o hatayı yaptık: – Bir yerden geçiyorduk. Güzel bir 2. el pazarı gördük. Dedim ki burayı unutmayalım. Bakalım onlar ne satıyor Bit pazarında 🙂 Tamam mı dedim, tamam dedik. Neyse zaman geçti, sıra oraya geldi. Sıra geldi de, yeri aklımıza gelmiyor. Kurduğumuz en çaresiz ve saçma cümle: YA HANİ KANALIN YANINDAYDI. AKLIMIZDA TUTACAKTIK. En en en dumur zamanlardı benim için. En’lerin cipsi Ruffles gelsin, En’leri sorsun hemen bunu anlatırım 😀 Neyse ki sonra bulduk paşayı. Meğer burada Bloemenmarkt’ın yan tarafındaymış. Dedim ya bulamasaydık üzülürdüm. Çünkü bu ben de eksiklik olurdu. O kadar da dikkat edip bulamamak. 🙂

AMSTERDAM KANALLARI çeldirici özelliğinin yanında oldukça mükemmel yerler. Her kanal ayrı bir yer. Sanki her biri film stüdyosu gibi. Kanalda biraz bekleyin. Köprüden , sağdan soldan birileri botlarıyla sohbet ede ede yanınızdan geçip gidecektir. Kimi kahkahayı patlatırken kimi yalnız takılmayı tercih etmekte. Gençlik resmen buraya akmış. Hani biz ayakları uzatırız ya su kenarına, hatırladın mı?, aynı olayı insanlar burada sohbetleri botlarla nehre indiriyorlar. Biz olsak önce termosu koyarız o ayrı ama baktığım kadarı ile bu gençler de termos, içecek filan indirmişler bota ;))

Kimi insanlar var ki biz onlara hayran kaldık. Nehirde yaşıyorlar. Botların bazıları kapalı, balkonlu, minimalist ev tadında. Dedim ki bir gün oradan bir ev alırsam bu yüzen bir ev olabilir. Ya da yazlığı Çeşmeden değil, Amsterdam kanalından alırız, hayır nedir yani? 🙂 Buralar çok huzur dolu yerler gerçekten de. 

Peki biz bu kanallara bakcaz da keyfini sadece Amsterdamlı kardeşlerimiz mi sürecek diyorsanız. Hemen belirteyim. Uygun fiyatlar ile Amsterdam kanal turlarına katılabilirsiniz. Pek çok dil seçeneği mevcut. Hatta bir turda Türkçe dil desteği bile vardı. Kanalları Türkçe dinlemek de gerçekten oldukça keyifli ve güzel. Ancak üzerinize inceden de olsa bir ceket vb. alın çünkü üşütebiliyor yer yer.

Amsterdam Seyahat Rehberi

BLOEMENMARKT

Burası bir lale cenneti, sadece bu pazar için demiyorum. Ayrıca Hollanda’nın kendisi de lale ve yel değirmenleri ile ünlü bir ülke. Yel değirmenleri ile ilgili anılarımızı da yakın zamanda sizlerle buluşturacağız.

Bu pazardan lale soğanı alıp eve götürebiliyorsunuz. Ancak ben çok tavsiye etmiyorum. Zira birkaç arkadaşımın alıp evde hüsran yaşadığına tanık oldum. Ancak umut kapısı tabi alıp şansınızı deneyebilirsiniz. Ben onun yerine bahçem için küçük süsler ve hediye delisi arkadaşlarıma birkaç hediye almıştım. Bu lale pazarı aynı zamanda yüzüyor. Aynı Eminönü balık sandalları gibi :))) Yan sokaklarında 2.el pazarda mevcut, bakın öğrendik konumu sabit ve belirgin bir yere göre verdik. :))

Amsterdam Seyahat Rehberi

RED LIGHT DISTRICT

Arkadaşlar buraya Red Light Street diyenlere çok kızasım var. Elinizi vicdanınıza koyun, buranın neresi cadde. Burası resmen bir yaşam bölgesi, mahalle ya da haritalarda geçen adıyla bölge yahu. Sadece belirli caddeler değil genel çevre sokak sokak yayılmış vaziyette tüm dükkanlar. Kadınlar camekanlı bir odanın arkasında müşteri beklemekte. Sağlı sollu kanal boyu dizilen yerler, film mekanları, çılgınca videoya almaya çalışan turistler, çok ilginç bir yer.

Adamlar buranın da turistik bir olayını bulmuş yahu. Camekanlı odalar aynı zamanda iş merkezi. Perde açık camekan, perde kapalı iş merkezi. Anlayan anladı konuşturmayın bizi fazla. Oradan geçtik. Dedik ki arka sokaklara geçelim, biraz daha sakin bir yer olsun, kalabalık da bir yer. Adım attıkça bir iş merkezi görüyoruz. Bu kadarı da fazla gibi diye düşündük. Bari bu kadar dağılmasaydı bölge 😀 Seks shoplar, camekanlı bölmeler, turistler tam bir curcuna. Ancak buralar da Amsterdam’ı diğer avrupa şehirlerinden ayıran belli başlı yerler tabi. Foto çekmenizi önermiyorum, zira birileri kızıp başınıza dert alabilirsiniz. Yine de siz bilirsiniz tabi ki. 😀

VAN GOGH MÜZESİ

Çok müze insanı değilim arkadaşlar. Ancak buraya gidilir. Bir mağbet gibi: Van Gogh Müzesi. İlginç, harika ve diğer bütün güzel betimlemeleri hak eden bir yer. Van Gogh, tam bir resim üstadı.

İçeride rehberli bir tur bulabilirsiniz. Sergiler ve koleksiyonlarda mevcut. Muazzam bir sanat ve eserleri içeride sizi bekliyor. Çıkışta ilginç ve güzel hediyelikler bulabileceğiniz bir bölüm mevcut. Biz çok güzel şeyler aldık. Fotoda sadece az bir kısmı var.

Amsterdam Seyahat Rehberi

ANNE FRANK’IN EVİ

Arkadaşlar bu ev Nazilerden kaçan ve saklanan Yahudi bir ailenin saklandığı bir çatı katına sahip. Bu ailenin bir de küçük bir kızları var. Anne Frank, burada kaldığı süre boyunca yaşadığı acılı, hüzünlü ve korkulu günlerini bir günlük halinde kayıt altına almıştır, ta ki ölene dek. Anne Frank’in ölümünden sonra günlüğü bir kitap haline dönüştürülmüştür. Biz Amsterdam’dan döndüğümüzde Anne Frank hakkında çekilen filmi de izledik.

Ancak size saçmaladığımız anlardan birini anlatayım. Biz bu evi ziyaret edemedik. Evet, kızın bize, kızın ki bir daha böyle saçmalamayalım. Son güne ayırdığımız ziyaret önündeki bitmek bilmeyen sıra yüzünden ertelenmiş ve sonunda vakit bulamadığımız bir yere gelmiştir.

Lütfen önce buraya bir uğrayın, diğer yerler zaten açık, gidilir. Ancak buranın önünde erken saatlerden başlamak üzere bir kuyruk oluyor.

Amsterdam Seyahat Rehberi

HEINEKEN EXPERIENCE

Burası tam bir “HEINEKEN TECRÜBE”.  Bununla ilgili güzel bir rehber hazırlamaya çalıştık. Bknz. Heineken Müze Fabrika Rehberi. Foto olayların sadece girişinden bir görüntü.

Amsterdam Seyahat Rehberi

DANS MI EDEN EVLER :))

Dans eden evler bir terim arkadaşlar. Durduğu yerde zamanla öne doğru eğrilen evlere söylenen bir terim. Öyle ki zamanında bu evler yapılırken tahta direkler ile yere oturtulmuşlar. Tıpkı bir omurga gibi. Ancak bir şekilde ıslanan ve nemlenen bu direkler eğilmeye başlamışlar. Bu da inanılmaz hareketli gibi gözüken evler yaratmışlar.

Fotoda gördüğünüz evler için çekim açısında bir hile yapmadık. Gerçekten de bu şekilde yılık yamuk duruyor evler. :DD Evlerin tepesinde bir kanca sistemi var. Dikkatinizi çekmiştir. Bu kanca sistemi evler yapılırken konulmuş ve üst katlara yük vb. taşınması için makara sistemi olarak kullanılmıştır. Bu da insanlara kolaylık ve hız kazandırmıştır. Bu evleri hemen hemen her yerde görmek mümkün.

AJAX ARENA

AJAX ARENA – Ajax taraftarları için muhteşem bir tesis yapılmış. Ulaşım kolay, tramvaylar filan geçiyor yanından. Çevresinde AVMler değişik mekanlar yapılmış bir yer. Hediyelikçi dükkanından Ajax broşlarından aldım. Gerçek bir arena ve de bilinen bir yer. Gititiğimizde genelde yerel kesim vardı.

ITALAANS RESTAURANT

PIZZARIA LA PIAZZA

Evet sıra geldi, Dam meydanındaki, o muhteşem lezzeti anlatmaya. Arkadaşlar mükemmel bir sunum, güler yüzlü  hizmet ve İtalyan dostluğunu görebileceğiniz bir mekan burası. Yediğimiz lazanyayı daha önce hiç bir yerde yemedim, İtalya hariç. Zaten orada da lazanya yemedim 😀

Şefler tam bir uzman. İçeride lazanya ve üstüne bir tiramisu yedik. Mükemmel tatlardı. Giderseniz mutlaka uğrayın. Tiramisu alkollü olabilir, hatırlamıyorum şu an.

İçeride yemek yerken bir de turist bir aile ile tanıştık. Çocukları ile bir mola verelim de pizza yiyelim demişler. Pizza için gelen bıçakla oynayan çocuğu görünce biz tırstık. Annesine söylediğimizde ise “hmmm bizim ki alışık böyle şeylere dedi” ve sohbetine devam etti. Vay be dedim, Vayy….

Gidenler hemen yoruma yazsın ki bilelim 😀

HARD ROCK CAFE

Avrupa’da pek çok Hard Rock cafe var, birkaçını da ziyaret ettik. Ancak, böyle bir uygulama daha görmedim. İçeri girmeden biraz çevresinde büyük satranç taşlarıyla satranç atan iki amca vardı. Onların meydan okumalarını ve birinin yenilişini izledik. Sonra acıkınca da daldık kafeden içeri. Bir de ne görelim adamlar içeride sıradalar. İsim yazdıran çıkıyor gidiyor. Dedim “bu nasıl bir iş” Neyse sıra bize geldi isim aldılar. Bu cihaz haber verince gelin dediler. Aaa, elimizde tüplü televizyonların eski tombul kumandası gibi bişi ile saldılar bizi sokağa. Meğer bu titreyip, ötüyormuş. Masanız hazır diye. Orada ilk defa yemek yiyecekler insanlar gibi beklemeyelim, gezelim vaktimizi boşa harcamayalım diye adamlar iletişim kurmuşlar. Neyse titrer titremez uçtuk biz. Gerçekten de kanala nazır bir yemek keyfi vardı. Mükemmel bir hizmet ve yemek sunumu. Sonra garson geldi pos cihazı ile. Baktım ki kartı uzatırken pos cihazını uzatıyor. Bildiğin hani Adalarda şu aralar moda olan ama tasvip etmediğim garsona bahşiş olayının bir benzeri var. Resmen tip soruyor. Ben de 50 cent yazdım. Sıfırda yazabilirdim. Ancak ilgilendikleri de bir gerçek. En azından ne ödediğini biliyosun. Ve de mecbur bırakmıyorlar.

AMSTERDAM’DA ULAŞIM

Peki biz bu yerlere nasıl gidicez? Amsterdam tramvay sistemi oldukça iyi arkadaşlar. Öncelikle bunu belirteyim. Kaldığımız otelden normal ücret dahilinde otobüste çalışıyor, ee bisiklet yolları desen 10 numara, daha ne olsun ulaşım adına. Daha da ulaşamıyorsak Amsterdam Belediyesi napsın :DD Günlük ya da bir zamanlığına ulaşım kartı satın almanız daha ekonomik ve dertsiz bir ulaşım tercihi olacaktır. Ancak, tramvaylara binerken gösterdiğiniz kartı, inerken de okutuyorsunuz. Sebebini araştırmadım daha, bilen lütfen yoruma yazsın, çünkü merak içindeyiz. Hatta öyle ki tramvay içinde durak anonslarının yanı sıra inerken de kart basma konusunda “please remember to check out” diye uyarıyorlar.

Biz bir günümüzde de öğleden sonra atladık tramvaya ve bilmediğimiz bir son durakta indik. Böyle huylarımız var bizim. Amaç keşfetmek, yaşam tarzı napalım 😀 Orda da biraz yürüdükten sonra güzel bir marina keşfettik. Bulutlar ortama apayrı bir hava katmıştı. Gerçekten turistik bir yer değildi ama amacımız zaten oranın yerlisi gibi olabilmek olduğu için harika vakit geçirdiğimiz yerler arasındadır kendileri.

Oradan dönüşte bir yerlerde bisiklet çılgınlığına denk geldik. Abi bu bisikletler ne dedik resmen. Bir de bunlar kesinlikle sadece bir mahallede bulunan toplam bisikletlerdir bence. Bir de tüm şehri düşünün. BİSİKLET ÇAĞI, let the game begin 😀

Yani Amsterdam’da ulaşım gerçekten kolay ve kullanışlı. Tabii bisiklet yolunu işgal etmediğniz sürece. :DD

Amsterdam’da kesin olarak tavsiye verebileceğimiz bir liste de hazırladık;

1. Bisiklet yollarından uzak durun.
2. Eğer dikkat edemiyorsanız, bir bisiklet kiralayın ve insanlar size dikkat etsin 😀
3. Gezecek ve yapacak çok şey var. Bu nedenle lütfen güzel bir kahvaltı ile yola çıkın.
4. Madam Tussauds müzesini özel meraka binayen gezebilirsiniz. Biz gezmedik. Eskişehir Balmumu Müzesini gezmiştik daha öncelerde.
5. Cafe Hans and Grietje’ye mutlaka uğrayın ve güzel kahvelerinden tadın.
6. Kanalların güzel ve gizli mükemmeliğini ortaya çıakran güzel spotlar bulun ve foto çekmek için çökün oraya.
7. Heineken Experience müzesinin keyfini çıkarın, henüz Heineken Experience yazımı okumadıysanız buraya alalım. Bknz. Heineken Experience
8. Atlayın tramvaya ve güzel bir yerler bulma umuduyla keşfe çıkın. Amsterdam sürprizlerle dolu, yine de zamana ve mekana karşı biraz tedbirli olun 🙂

Biz buranın yanı sıra Marken, Zaansche ve Volendam kasabalarına da gittik. Bununla ilgili rehber de yolda, hazırlanıyor. 😉

Sayfamıza e-mail aboneliği yapmayı unutmayın ki, yazılar dumanı üstünde ulaşsın sizlere. 

Dünyayı Gezerken görüşmek dileğiyle yoksa hala Instagram profilimizi takip etmediniz mi? Hadi ama, Instgram’a tık tık!

Bu arada Vlog işine de el attık. Roma vlog için buraya tık.